Kahramanmaraş merkezli ve 11 ilin etkilendiği 6 Şubat depremlerinin ardından İzmir Bayraklı’da bulunan AFAD Geçici Konaklama Merkezi’ne getirilen depremzedelere, 30 Eylül itibarıyla konteynerleri boşaltmaları için tebligat gönderildi. Gidecek yerleri ve maddi durumları olmadığını söyleyerek konteyner kentten ayrılmayan depremzedelerin tahliye için verilen süre dolunca elektrikleri kesildi. Geceyi soğuk ve karanlıkta geçiren depremzedeler yetkililerden yardım talep etti.
“DEPREMDE ÖLDÜRMEDİLER AMA YAŞAM SAVAŞIYLA ÖLDÜRECEKLER”
Malatya’dan gelen depremzede Ruşen Balık: “Dünden beri elektriklerimiz yok. 6 Şubat depremzedesiyiz, şu anda mağduruz. Akşam çocuklarımız aç yattı. Soğuktan üşüdük, ses tellerimiz kısıldı. Sularımız da kesilmek üzere yani bizi depremde öldürmediler ama sanırım yaşam savaşıyla öldürecekler. Ne yapabiliriz, nereye gidebiliriz? Kiralara gücümüz yetmiyor. Eşim kalp hastası, çalışamıyor. Ne yapalım yani, nereye gidelim? Ölelim mi, ölmemiz mi gerekiyor? Çaresiziz, nereye gidelim, açlıktan ölelim mi? Kuru ekmek yiyoruz, soğuktan çocuklarımız hasta oldu, okula gönderemedim ben bugün. Çocuğum dün akşamki soğuktan hasta oldu. Yer göstersinler, el atsınlar, biz insan değil miyiz? İnsanca yaşamak bizim hakkımız değil mi?
“BİZİ KÖPEK GİBİ KAPININ ÖNÜNE KOYUYORLAR”
İzmirli depremzede Birol Gürlü: “Ne olacak bizim bu halimiz? Elektrik kesik, yollarımız bozuldu. Çoluk çocuğumuz aç, akşam işten eve geliyoruz yemek yiyemiyoruz. Bize bir çare bulun, illa bağırıp çağıralım mı yani? Bize başta ne konuşuldu? Şu olacak, bu olacak, hiçbir şey olmadı. Resmen bizi köpek gibi kapının önüne koyuyorlar, öyle şey olur mu kardeşim? Nerede kaldı insanlık, nerede kaldı Türkiye? Cumhurbaşkanı’na sesleniyorum; bize yardımcı olsunlar, böyle şey olmaz. Yazıklar olsun ya! Şunu yapacağız, bunu yapacağız… Ne yaptınız kardeşim, ne yaptınız? Size konuşuyorum, ne yaptınız? Yazıklar olsun.”
“ASTIM HASTASI KIZIMIN MAKİNESİ VAR, HİÇBİR ŞEY YAPAMADIK”
İzmirli depremzede Esra Kalkan: “Dün saat 3 gibi elektriklerimiz kesildi, 3’ten sonra çocuklar okuldan geldi, hiçbir şey yapamadık. Bizim ocaklarımız elektrikli, ısınmamız elektrikli, her şeyimiz elektriğe bağlı. Benim kızım astım hastası, sabah akşam ilaç kullanmamız gerekiyor, makine var evde. Ona rağmen hiçbir şey yapamadık. Gece aç yatmak zorunda kaldılar. Ateş yakmak istedik ısınmak için, ona da izin vermediler ve gelip söndürmeye kalktılar. Bizim ne yapmamızı istiyorlar? Biz bir suç işlemedik. Biz bir şey yapmadık. Bunu hak edecek bir şey yapmadık.
İZMİR VALİLİĞİ: MAĞDURİYET SÖZ KONUSU DEĞİLDİR
Konuya ilişkin İzmir Valiliği’nden ise şu açıklama yapıldı:
“Şu an konteynerlerde kalanlar evleri hasarlı olmamasına rağmen süreç içinde konteyner kente yerleşmiş kişiler olup, bu vatandaşlarımızın evlerinde hasar olmadığı gibi herhangi bir hak sahipliği de bulunmamaktadır. Hak sahibi olanların işlemleri tamamlanıp depremzedeler evlerine geçtiğinde barınma merkezinin hizmet vermesine artık gerek kalmadığı için hak sahibi olmayan ve fiili olarak orada kalan vatandaşlarımıza defalarca bu hizmetin sonlanacağı ve konteyner kenti tahliye etmeleri tebliğ edilmiştir. Son olarak, 30 Eylül 2023’te konteynerleri boşaltmaları gerektiği kendilerine tebliğ edilmiş, birçok vatandaşımız ayrılmış, ancak bazı vatandaşlarımız halen konteyner kenti tahliye etmemişlerdir. Kahramanmaraş ili Pazarcık ve Elbistan ilçelerinde, 06.02.2023 tarihinde meydana gelen depremler nedeniyle İzmir’e gelen afetzede vatandaşlarımızın barınma ihtiyaçları, ilimizde bulunan yurtlar, kamu misafirhaneleri, kamuya ait tesisler ve Bayraklı ilçemizde bulunan geçici konaklama merkezinde (konteyner kent) karşılanmıştır. Ayrıca maddî destek ihtiyaçları hasıl olduğu takdirde il ve ilçe sosyal yardımlaşma vakıflarına genel hükümler dahilinde başvurmaları halinde diğer vatandaşlarımız gibi desteklerden yararlanabileceklerdir. Dolayısıyla herhangi bir mağduriyet yaşanması söz konusu değildir. Kamuoyuna saygıyla duyurulur”